Sabiha Gökçen Havalimanı, İstanbul’un Anadolu yakasında bulunan önemli bir uluslararası hava limanıdır. Ancak zaman zaman meteorolojik şartlar, hava trafiğinde bazı aksaklıklara neden olabilmektedir. Bu durumdan bahsedilen olayda da görülmektedir. Özellikle rüzgarın yön değiştirmesi havacılık faaliyetleri için zorlayıcı bir faktördür, zira pistin alındığı yön doğrudan rüzgarın yönüne bağlıdır ve iniş ya da kalkış sırasında güvenlik açısından büyük önem taşır.
Belirtilen olayda, rüzgarın ani yön değişikliği nedeniyle, Sabiha Gökçen Havalimanı’na iniş yapması planlanan 3 adet AJet uçağı, iniş yapamamıştır. Uçuş güvenliğini riske atmamak adına, bu uçaklar İstanbul Havalimanı’na yönlendirilmiştir. İstanbul Havalimanı, Avrupa yakasında yer almakta ve Sabiha Gökçen’e göre daha fazla pist seçeneğine sahip olması dolayısıyla, bu tür durumlar için alternatif bir iniş noktası olarak değerlendirilebilmektedir. Bu yönlendirme, hem yolcu güvenliğini hem de uçuş operasyonlarının aksamadan devamını sağlamak için hayati bir karardır.
Bu tür yönlendirmeler, havayolu şirketleri ve hava trafik kontrolörleri arasında koordineli bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Yolcuların mağduriyet yaşamamaları ve planlarında olabildiğince az aksaklıkla karşılaşmaları için gerekli tüm bilgilendirmeler yapılmakta, alternatif ulaşım seçenekleri ve gerekirse konaklama gibi hizmetler sunulmaktadır.
Kısacası, meteorolojik koşullar ve doğal faktörler daima havacılık sektöründe etkili bir rol oynamakta ve hava yolu şirketleri ile havaalanı operasyonları bu tür durumlara karşı hazırlıklı olmak zorundadır. Özellikle İstanbul gibi büyük bir metropolde, iki büyük havalimanının olması bu tür durumlarda daha esnek hareket edebilme imkanı sunar.